Karia suresi 4. ayeti Ledüni manası

18.08.2018 20:34

Karia suresi 4. ayeti Ledüni manası

Karia Suresi


Ayetin Ledüni Tefsiri: Kari'a Suresi

 

4. Yevme yekûnun nâsu kel ferâşil mebsûs

 
 
Demek ki Kâria neymiş? Kâriah? Kâria bir manada Elest Gününde toplanan insanların tamamı yine onun içindeki manada Elest Gününün içerisinde her şahsı temsil eden o her ayrı renkte olup da bir rengi öne çıkabilen o rengi ile tanınan bu rengine daha ekleyecekleriniz var. O rengin ilmi var, ondan sonra o rengin Basar’a nasıl bağlandığı var. Allahü Teâlâ'nın akıl âlemine nasıl bağlandığı var. Yani biz orada da sadece tek bir nur değildik.
 
İşte geldik nereye? Yeryüzüne indik ama ondan önce bunu idrak ettik mi? Anladık mı? Evet, anladık. Evet, Kâria'yı da anladık. Onu bize Rabbimizin önceden öğrettiğini ve iç içe geçen bedenlerimizi daha önce anlatmıştık. Burada Allahü Teâlâ'nın bize o halleri yaradılıştaki o hallerimizi tekrar idrak ettirerek yani idrak ettiğimiz o halleri de tekrar bize hatırlatıyor. Ondan sonra vakit gelince hani bakın Rahman Suresi ile alakası, Zilzal Süresi ile alakası beraberinde diğer bedenlerin ortaya çıkması beraberinde, insanın aktarını kırması, Kaf’ın zuhur etmesi beraberinde, insanın kendi aktarını çerçevesini kırıp o varlıklarını o bedenlerini artık kâinat içerisine doğru açması halini yine bu Kâria suresinin dördüncü ayetinde Allahü Teâlâ bize ayetiyle bildiriyor o şekilde bildiriyor. Tabii biz o halleri Rahman Suresinde belki kısa anlattık ama değil mi? O aktarın kırılması kendi çerçevemizin içinde kırılması, kendi bedenimizin içerisinde asıl hallerimize doğru özgür olabilen ışık, nur şeklinde kâinatın her tarafında yani ışık hızından çok daha öte yani an ile zaman ile dolaşabilen bir varlığa sahip olduğumuzu anlatmıştık İnşallah. Katımızdan ilim verdiğimiz kimse daha sen gözünü kırpmadan diyor. Gözünü kırpması da vücutta en hızlı yapılan şeydir. Birisi görmektir, birisi gözünü kırpmaktır. Hani dolayısıyla yani demek ki ışık hızından çok daha hızlı bir vaziyette o aradaki Sana ile veya Yemen ile o Filistin arasındaki bölgeye veya Kuzey taraftaki bölgeye anında o tahtın getirilmesi de o halin insanda bulunan o halin gerçek olmasını anlatıyor beraberinde. Yani enerji varlıklardan o güce yani ona gücü yetebilen bugün mesela deccala hizmet eden bazı varlıklar varlar. O enerji varlıklar ama onların 3-4 saniyede yaptığını eğer biz Allah'ın katındaki ilimleri hatırlarsak Allahü Teâlâ herkese katından ilim vermiş midir? Yok derseniz Araf Suresi 172’yi inkâr etmiş olursunuz. Biz ilmi almışız ama Allahü Teâlâ bizi bir de bu halde görmek istiyor. 
 
İşte Kâria’da anlatılan da budur. Sizi o hallere geçirmek. Onun için büyüğümüz ne diyor: “Ya Rab beşeriyet şeklinde bekletme beni” diyor. Hakikatten çok zor! Yani cehennemin en hafifi de budur. Bakın! Beşeriyet şeklinde kalmaktır. Cehennemde biz cehennemi seviyoruz aman bitmesin bu ömrümüz uzun sürsün diye ama cehennemdesin da. İşte her türlü dert sıkıntı bilmem ne var. Hareket edemiyorsun, bedene bağlı kalmışsın değil mi? Bir yerden bir yere giderken yoruluyorsun. Çok uzak mesafelere giderken başka araçlara ihtiyaç duyuyorsun. İşte cehennem! Öteki türlü nesin? Hürriyetini kazanmış o hürriyeti kazanma halini işte Allahü Teâlâ gene Kâria Suresinin 4. ayetinde bize tekrar hatırlatıyor. Zilzal Suresi’nde o hale nasıl geçtiğimizi yine hatırlatıyor. Bu sizin dediğiniz Vakıa Suresinde işte 37’e kadar açmıştık. Orada hatırlatıyor Rahman Suresinde direkt emir veriyor. Aktarınızı kırın çıkın o sınırları beden sınırlarını aşın diyor, bunlar direkt emirlerdir. 
 
 



Devamını oku: https://www.kardesimkuran.com/karia-suresi/karia-su-leduni-1/karia-suresi-4-ayeti-ledun-manasi/